Şefkat Kursu Örnek Hafta #2

Kavram

“Teşekkürün Gücü”

Takdir Etmek Üzerine Daha Fazlası

“Bütün hediyelerden daha kıymetli olan şey kıymet bilmek, her şeyin kıymetini en iyi şekilde vermektir. “ -François de la Rochefoucauld

Övmek Yerine Takdir Etmek

Çocukken, hep “Aferin Oğlum” veya “iyi iş ” gibi ifadeleri duya duya büyüdüm. ” Kabul” gördüğümü gösteren bu ifadeleri duymak güzel olsa da, hep beni merak içinde bırakırdı. Yaptığım şeyde “iyi” olan neydi? Hatta biraz sinirimi de bozardı. Bu başka bir şey yapmış olsam, “iyi” olmayacağım anlamına mı geliyordu?

Bu ifadeler nasıl bir insan olacağıma dair aldığım yönergeler gibiydi. Bunlar “sorumlular” dan aldığım “övgüler”di. Bu “övgüler” den belli davranışların bana “iyi”  etiketini kazandıracağını   öğrenmiştim. Bunlar aynı zamanda eğer “sorumlular”davranışımın “iyi” olmadığını düşünürlerse bana bu etiketi kolaylıkla kaybedebileceğimi de hatırlatıyordu.

Aldığım bir çok “Övgü” sözcüğünün sıklıkla beni bir “davranış”a sevk etmek için tasarlandığını fark etmiştim. Diğerleri ise, birilerinin benim davranışlarımı takdir ettiğini ve yaptığımdan memnun kaldığını bilmem için tasarlanmıştı. 

İkinci gruba girenler farklı hissetiriyordu. Bu gruptaki ifadeler bana kendimi daha bağlantılı ve net hissettirecek şekilde dokunuyordu. Anlamak ve içinde yer almak istediklerim bunlardı. Bunlar “övgü” değildi, “takdir” di.

Takdirle Yaşamak

Şimdiye kadar, bu kursta öğrendiğimiz becerileri kullanarak, minnettarlığın daha doyurucu ve derin deneyimini yaşayabiliriz. Üstelik, daha geçen hafta konuştuğumuz gibi, dili kullarak,  bu deneyimi diğerleriyle de paylaşabiliriz. 

Kendi hesabıma, gün içinde yaşadığım envari çeşit “karşılanmışlık” deneyimimi fark etmek için,  duygularımı hissedip, onları “karşılanmış” ihtiyaçlarımla birleştirme becerimi kullanabilirim.   Daha şimdi, bu satırları yazarken, beynim düşünceleri alıyor, onları sözcüklere döküyor, cümleler halinde organize ediyor, bedenimin onları şimdi okuduğunuz mesajlar haline getirip tape etmesine yardımcı oluyor ve sizinle paylaşmama yardım ediyor. … Kendimi ifade, mmmmm. Bütün bunlar ben dışarıdan en az 30 derece daha sıcak olan ofisimde otururken, sımsıkı giyinmiş, tam anlamıyla dinlenmişken, kalbim bana hayatı pompalarken, ciğerlerim bana taze havayı taşırken, ağaçlar bu taze havayı oluşturmaya yardımcı olurken, bu koca mavi su topu, Dünya ve hayat uzayda mekik dokurken, Güneş bizi ısıtıp ışıtırken oluyor. .. Konfor, emniyet, özen, sağlık, huzur, şükran.. anlattığım şeyler tam da bunlar! İşte bunları fark edebilirim!  Bunları hissedip;  ihtiyaçlarımı “ karşılamaya” katkıda bulunan binlerce şeyin olduğunu görebilirim. Devam edebilirim. – edeceğim de  – ( hoş şimdi yazı yazmaya dönebilmek için duracağım – heh heh ehe) Basitçe özetlersem, takdir etmeyi uygulamak benim hayatımı da, etrafımdakilerin hayatlarını da daha güzelleştirir.

Takdiri kabul etme

Birkaç yıl önce, partnerim ve ben günde birkaç dakika ayırıp birbirimize nasıl katkıda bulunduğumuza dair takdirlerimizi paylaşma alıştırması yapalım dedik. Başlangıçta bu benim için  biraz rahatsızlık vericiydi. Kendime biraz empati verdikten sonra, bunun büyürken takdirin bir çeşit ‘kabul etme” ve “gücü verme” ve hatta kaygı doğuran duyumlarla birlikte gelmesinden dolayı olduğunu  anladım. 

Birkaç alıştırmadan sonra takdiri “ dayanak” olarak değil, “hediye yağmuru” olarak kabul etmeyi öğrendim. Takdir kendim hakkında İYİ hissetmek için dayandığım bir şeye olmaktan çıkıp, başkalarının hayatıma kattığı artılar haline geldi.  Bu dönüşüm, bana daha seçenekli ve memnun edici, çok farklı deneyimler verdi.

Üstelik, sadece yaptığımız veya yapacağımız şeyler üzerine düşünmekten ziyade, özellikle  davranışlarımızla birbirimize katkıda bulunacağımız ihtiyaçlarımız üzerine düşündüğümüz zaman, deneyimlerimizin daha doyumlu olup hatta derinleştiğini fark ettim.

Uygulama

“İçime Dokunan Deneyim”

“İçime Dokunan Deneyim”

Birkaç yıl önce, Manhattan’ın Batısının Üst tarafında yaşarken, Broadway’deki en sevdiğim kitapçı olan Barnes ve Noble’a gitmiştim.

Şehirde yaygın olduğu üzere, yürüyen merdivene binmek için sıraya girmiştim ve bir baba ve üç yaşındaki oğlunun yürüyen merdivenin başına yaklaştığını fark ettim. Baba satın aldıkları bütün günün alışverişini, bebek arabasını yüklenmiş durumdaydı ve oğlu onu hemen peşinden takip ediyordu.  “Baba” elindeki ıvır zıvırı toparlayıp merdivene adımını attı, oğlu orada bir an dondu, hızla aşağıya kayan babasına ayak uyduracak ve merdivene adım atacak bir yol bulmaya çalıştı. Küçük çocuk korku dolu ve hafiften titreyen bir sesle “Baba?” diye haykırdı.

Bu sırada babası, metal merdivenlerin yürüyen kitlesinin aşağıda yarı yola geldiği yerde, küçük oğlan aralarında büyüyen mesafeyi umutsuzca seyrederken, neler olduğunu fark etti.

Bunu görünce, ileri çıktım, merdivenlerin başında dikilen, neredeyse paniğe kapılacak olan küçük insana elimi uzattım. “elimi tut” dedim. Uzandı elimi tuttu. “ Hazır mısın?” “İşte gidiyoruz” merdivene birlikte adımımızı attık ve birlikte aşağıya indik.

Aşağıya ulaşıp ikimiz de sağlam zemine ayağımızı bastıktan sonra, bana döndü, direk gözlerimin içine bakarak, kurtulmanın verdiği küçük bir iç çekişten – ve bedenini rahatlatan koca bir nefesten sonra, küçük sesiyle belki de o zamana kadar duyduğum, en içten şekilde “ Teşekkür ederim” dedi.

Bu çok samimi, dopdolu derin bir teşekkürdü. Bu muhteşem değiştokuşun hazzından dolayı neredeyse ağlayacaktım. Şimdi anarken bile büyük bir sıcaklık hissediyorum. Yaptığımın bu küçük arkadaşım için ne demek olduğunu net olarak görüyor ve hissediyorum. Babası da çok sevinmiş ve rahat bir nefes almıştı. Bu “küçücük” görünen anın benim için bu kadar harika bir deneyim olmasını şefkat alıştırmalarıma borçluyum. O anda küçük adamın yaşadığı duygularına ve ihtiyaçlarının “karşılanmasına”  tam olarak bağlanma becerime teşekkür ediyorum…. O anı ömür boyunca unutmayacağım.

Kursun ilerleyen bölümlerinde daha fazlası gelecek.

Haftanın Alıştırmaları

Haftanın Alıştırmaları

 Alıştırma 1- Tekrar İçinize Bakın- Geçen defa yaptığımız gibi yaşadığınız şeyleri bir kenara yazın ve o anda karşılanmış ihtiyaçlarınızı bir gözden geçirin. Örneğin; nefes almak/hava, bunu okumak/ büyüme ve gelişme, bir binada olmak/ emniyet gibi. Bu defa en az 10 hatta 20 tanesini yazın. Nasıl hissettiğinize bakın.

Alıştırma 2 – Kendinizi Takdir edin – Hayatınıza katkı sağlama yollarından üçünü, yaptığınız ve yapmaktan hoşlandığınız üç şeyi yazın. Sonra bunların sizin hangi ihtiyaçlarınızı karşıladığını yazın. Sonra aynaya bakın ve kendinize “Teşekkür ederim” deyin. Not: Bunu gülmeden yapmak zor olabilir.

Alıştırma 3 – Takdirinizi paylaşmanın yeni yolları – Birinin size söyleyerek veya yaparak ihtiyacınız karşılamaya katkıda bulunduğu bir şey düşünün.  Onlara onları takdir ettiğiniz bir şeyi paylaşıp paylaşamayacağınızı sorun. Sonra onlara ne olduğunu, nasıl hissettirdiğini, hangi ihtiyacın ( ihtiyaçların) karşılandığını söyleyin.

Örneğin: “ benimle dün gece sinemaya gelmenin benim için ne kadar kıymetli olduğunu sana söylemek istiyorum.. . ve bu şekilde birlikte geçirdiğimiz her an. .. hayatıma kattığın arkadaşlığın, neşen ve yoldaşlığın beni çok farkettirdi.  Teşekkür ederim. Gerçekten..”

Bunu telefonda da, yüz yüze de, maille de veyahut bir teşekkür kartı göndererek de yapabilirsiniz.

Kurs Hakkında ek Bilgi & Lojistik

AŞAĞIDAKİ KONULAR HAKKINDA KURSUN BİLGİLERİNİ ALMAK İÇİN BURAYA TIKLAYIN

  • Aylık Konferanslara Giriş Nasıl Olacak
  • Konferans Kayıtları
  • Çevrimiçi Topluluk
  • Referans Sayfaları & Alıştırmalar

 

Mesaj Akışı & Önceki Haftalar

Bu bölüm kurs boyunca işlediğimiz önceki haftaların mesajlarını içerir.

Not: Kurs mesajları dikkatle planlandığından ve özellikle düşünülmüş gelişim aşamalarına göre yollandığından (ve kişiye özel bilgi içerdiğinden) sizden bu mesajları gizli tutmanızı ve kursun dışındaki kişilerle paylaşmaktan kaçınmanızı rica ediyoruz. Bu şekilde konunun etkisini korur, bütünlüğünün bozulmamasını sağlarız.

Hf1 Hf2 Hf3 Hf4 Hf5 Hf6 Hf7 Hf8 Hf9 Hf10 Hf11 H12 Hf13 Hf14 Hf15 Hf16 Hf17 Hf18 Hf19 Hf20 Hf21

Aylık Konferanslar

Her Ayın ikinci Salı akşamı saat 20:00’de(TSİ ile), biz Nihal ve Mustafa; derinleşmeniz ve netleşmeniz için, bir ila birbuçuk saatlik konferans yapacağız. İlk saatte önceki haftaların mesajlarını tekrar edeceğiz, sonraki yarım saatte sorularınızı cevaplayacağız. Konferanslar katılamayanlar veya sonuna kadar kalamayanlar için kayıt edilecek. Bu seçeneğin daha fazla sesin duyulmasına, daha çok büyüme yaratmasına ve karşılıklı destek bulmamıza hizmet etmesini umuyoruz. Konferanslara bilgisayarınızla, akıllı telefonunuzla veya telefonla katılabilirsiniz. (Lojistik sayfasında nasıl giriş yapabileceğinize dair yönergeyi bulacaksınız.)

Bir Sonraki Konferans Tarihi ve Zamanı

29 Aralık 2020 Saat 20:00 TSİ

Daha önceki kayıtları dinlemek için BURAYA TIKLAYIN

Sorular

İçeriğe özel sorular konferanslarda cevaplanacaktır.

Eğer başka sorularınız varsa veya yardıma ihtiyacınız varsa, lütfen 0555- 645 33 40 nolu telefonu arayabilir veya kurskoordinatoru@sefkatkursu.org ‘ a mail atabilirsiniz.

Bakmamız gereken bir çok mail olduğundan sabırlı olmanızı rica ediyoruz.

Bu mesajın orjinal metni Thom Bond tarafından “The Compassion Course Online” için üretilmiştir. https://www.compassioncourse.org/.

Tercüme: Nihal Artar

Redaksiyon ve Düzeltme: